HZ. MUHAMMED’İN HAYATINA BAKIŞ -VI-
Rasulullah
(sav) vefat ettikten sonra, ardından gelen
halifeler çok sayıda seferler düzenlemiş, pek
çok beldeyi İslam topraklarına katarak İslam
davetini dünyanın bir çok yerine
ulaştırmışlardır. Bu seferler sırasında çetin
savaşlar yaşanmış ve Müslümanlar şehit
vermişlerdir. Çünkü Rasulullah’ın (sav)
vefatıyla vahiy sona ermiş ancak, İslam daveti
son bulmamıştır. İslam ümmeti, Rasulullah’ın
(sav) miras bıraktığı İslam...
HZ. MUHAMMED’İN HAYATINA BAKIŞ -V-
Rasulullah
(sav) Medine’nin sınırlarını belirledi. (Ahmet
b. Hanbel, Buhari), Medine’nin çarşı ve Pazar
yerini belirleyip kurdurttu ve ticari hayatı
İslami esaslara göre düzene koydu. Çarşı ve
pazarda yapılan alış-verişler ve diğer
muamelelerle de yakından ilgilenirdi. (Ahmet b.
Hanbel, Asım Köksal), İslami esaslara göre hüküm
verilmesi için Medine’nin adalet işlerini düzene
koydu.
HZ. MUHAMMED’İN HAYATINA BAKIŞ -IV-
Nihayet
Allah (cc) Medine’den gelenlerden bir kısım
insana hidayet nasip etti. Nübüvvetin 11.
yılında Medine’den gelen insanlar arasında 6
kişi Rasulullah’ın (sav) davetini kabul etti.
Bunlar Rasulullah (sav) ile bir yıl sonra, yani
nübüvettin 12. yılında 12 kişi olarak Akabe’de
buluşup beyat ettiler. Bu nedenle buna, birinci
Akabe beyatı denmiştir.
HZ. MUHAMMED’İN HAYATINA BAKIŞ -III-
Müslümanlar
çok ağır işkencelere maruz kalmıştır. Yasir ve
hanımı Sümeyye, işkence altında canlarını vermiş
ve şehit olmuşlardır. Üstelik, oğulları Ammar’ın
yanında ve gözleri önünde. Ammar da, üzerine
çelikten zırh giydirilir, güneşin sıcağına
bırakılır ve kemiklerindeki iliklerin erimesi
sağlanırdı.
HZ. MUHAMMED’İN HAYATINA BAKIŞ -II-
Bir
gün Mekke’nin ileri gelenleri kendi aralarında
toplanıp, Peygamberimizin amcası ve aynı zamanda
O’nun hamiliğini yapan Ebu Talib’in yanına
gittiler ve Peygamberimizin yaptıklarını ona
şikayet ettiler. Peygamberimizin kendi dinlerini
yermemelerini, putlarını kötülememelerini
isteyip Ebu Talib’in O’nu engellemesini
istediler.
HZ. MUHAMMED’İN HAYATINA BAKIŞ -I-
Bir
yandan da rengi, dili, kavmi, kabilesi ve konumu
ne olursa olsun, imanı temel alan, kardeşlik
esasına dayanan ve Rasulullah (sav) önderliğinde
bir araya gelen yeni bir topluluk (cemaat)
oluşuyordu. Bu cemaat, İslam toplumunun
çekirdeğiydi ve büyüdükçe İslam toplumu
şekillenecekti. Bu dönemde tebliğ de yapılanma
da tamamen gizli idi.
|