Susa Cami Şehidleri

►Sitemize Hoşgeldiniz◄

'' وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُون ''

'' İzzet Allah'ındır, O'nun Peygamber'inin ve bütün müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler. ''( Münâfikûn Suresi Ayet 8 )

  ( TENİBUN )

İNNA LİLLAHİ WE İNNA İLEYHİ RACİUN

ŞEHİDÉ GÖNDÉ SUSA REHMETA XWEDA LI SERWANBE

tenibun resmi

                   Webmaster          26.Haziran.2008       Devamı                 

SUSA ( YOLAÇ KÖYÜ) ŞEHİDLERİ

HUSEYNİCE         ZİLLET JI ME DURE

SUSA CAMİİ ŞEHİDLERİ   

 

 

"Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma! Bilakis (onlar) hayatdardırlar, rableri katında rızıklandırılmaktadırlar. Allah’ın kendilerine ihsanından verdiği şeylerle sevinirler ve arkalarından kendilerine (henüz) katılamayanları : ‘Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.’ diye müjdelemek isterler!" (Al-i imran-169,170)

 
Kalp atışımızın adıdır şehadet. Arzu, özlem ve nihai güzelliktir. Damadın gönlündeki gelin misali…

"Allah-u Ekber!"


Son sözü bu olmuştu Hüseyin’in. İhtimal ki Allah’ın büyüklerin büyüğü oluşuna hakke-l yakin derecede şahit olmuş ve bu müşahede tekbir olup dudaklarından dökülmüştü. Bu, yıllar yılı birbirinden uzak kalmış sevgililerin kavuşurken yüreklerinden kopan çığlıktı. Dar’ul hizmet olan dünyadan dar’ul ücret olan ahirete atılan ilk adım işte bu çığlığa, "Allahu Ekber" hakikatinin haykırılmasına zemin hazırlamıştı.


"Allah-u Ekber!"

Son sözü bu olmuştu Hüseyin’in. İhtimal ki Allah’n büyüklerin büyüğü oluşuna hakke-l yakin derecede şahit olmuş ve bu müşahede tekbir olup dudaklarından dökülmüştü. Bu, yıllar yılı birbirinden uzak kalmış sevgililerin kavuşurken yüreklerinden kopan çığlıktı. Dar’ul hizmet olan dünyadan dar’ul ücret olan ahirete atılan ilk adım işte bu çığlığa, "Allahu Ekber" hakikatinin haykırılmasına zemin hazırlamıştı.


"Allah-u Ekber!"Son sözü bu olmuştu Hüseyin’in. İhtimal ki Allah’n büyüklerin büyüğü oluşuna hakke-l yakin derecede şahit olmuş ve bu müşahede tekbir olup dudaklarından dökülmüştü. Bu, yıllar yılı birbirinden uzak kalmış sevgililerin kavuşurken yüreklerinden kopan çığlıktı. Dar’ul hizmet olan dünyadan dar’ul ücret olan ahirete atılan ilk adım işte bu çığlığa, "Allahu Ekber" hakikatinin haykırılmasına zemin hazırlamıştı.

İslam güneşinin kapkara gecelere inat doğudan yükselmeye başladığı yıllardı. Sene 1992. Kur’an; onca tahribata ve yıkıma rağmen, ıslah etmek, dertlere deva olmak gayesiyle talebelerine bağrını açmıştı. Allah’ın kelamına günden güne büyüyen bir rağbet vardı. "İza cae nasrullahi…(Allah’ın yardımı geldiği zaman)" bir kez daha mü’min gönülleri okşuyor, "We reeyten-nase yedxulune fidinillahi efwace(İnsanları bölük bölük Allah’ın dinine girerken gördüğün zaman)" gözle görülüyordu. İnsanlar fewc fewc Allah’ın evlerine, Kur’an’ın sıcacık iklimine koşuşuyordu. Ve Kur’an aşıkları Resulullah’tan(s.a.v) ve selef-i salihinden miras kalan bu yolu yürümenin heyecanını yaşamaktaydı. Bülbülün güle aşkı misali Kur’an aşkıyla hakkı Allah’ın dinini, taliplere haykırma azmindeydiler. Bunlar güzergahı Allah rızası olan bir otobüsün yolcuları, lafzullahı terennüm eden bir tesbihin taneleri, buram buram asr-ı saadet kokan bir bahçenin gülleriydi. Onlar asra imanı, ihlası, sadakati ve şehadeti nakşedecek erler olup Bediüzzaman'ın nurlu yolunun yolcuları, Rehber Hüseyin'in aşk kokan yarenleriydi. Rabbaniler deryasının birer damlası olan bu insanlar "O razı olsa bütün dünya küsse ehemmiyeti yok" diyecek derecede ihlasla İ’lay-ı kelimetullahı yegane vazife bilen bir davanın davetçileriydi.
Yürekleri kainat genişliğinde olan bu Müslümanlar, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinin Küçücük ve şirin bir köyü olan Susa’da (Yolaç) Kur’an hizmetini yapmaktaydılar. Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı azimü-ş şanın hakikatlerini yaşamak, paylaşmak ve yaymaya çalışmak Allah’ın sevgilisi, Kainatın Efendisi Hz. Resulullah’tan kalan en kıymetli hazineydi ve onlar bunun taşınma şerefine talip olmuşlardı. İnsanlar Kur’an penceresinden baktıkça, karanlıklar dağılıyor, toplumda günden güne yayılan İslam ahlakı, kulluk bilinci yerleşiyordu. Artık kula ve sair yaratılmışlara kulluk sona eriyor, insanlar Allah’a kul olmanın hazzını tadıyordu. Büyük-küçük İslam’ı yaşama azminde olan her bir gönül huzuru bulmanın, namazlarını camilerde eda etmenin, Kur’an dersi alıp vermenin, insanlar arasında Kur’an ahlakını, Resulullah(s.a.v) sevgisini yaymanın verdiği duyguyla uçarcasına evlerine dönüyor, mutmain bir halde başlarını yastıklarına koyup, mışıl mışıl uykulara dalıyordu.


Ancak tablo bundan ibaret değildi. Bir diğer taraf vardı ki, bu, doğan güneşten rahatsızlık duyan, gözleri İslam güneşine kör yarasaların rahatsızlığıydı. Karanlık gecelerin kapkara yüzleri olan bu güruh Mülhid zihniyetin bölgesel temsilcilerinden başkası değildi. Gündüz onları rahatsız ederdi. Zira kendilerine rab olarak kabul ettikleri menfaatleri, heva ve hevesleri, kendilerine köle edindikleri insanlar üzerindeki sinsi emelleri güneşin varlığıyla tehlikeye düşüyordu. "O inkar edenlerin dostu ise tağuttur, onları nurdan karanlığa götürür" ayetinin işaret ettiği bu bedbatlar İslam’dan rahatsızlık duyuyor ve islama her fırsatta engel olmaya çalışıyordu. Bunu, İslam’ın adını kullanarak da olsa yapmaktan geri durmayan ancak dini ‘afyon’ olarak gören köhne bir zihniyetin temsilcileri olan bu güruh Hz. Adem’e karşı büyüklenen Şeytanın ve şeytanın vekilleri olan Kabillerin, Nemrudların, Firavun ve Ebu Cehillerin; kısacası hakkın karşısında batıl cephesinde yer alan Müfsidlerin vazifesinin icrasına ve devamına talip bedbathlardı.


Tarihler 26 haziran 1992’yi gösteriyordu. Susa(Yolaç) köyünde bir *****a akşamı. Mü’minler Allah’a karşı sorumluluklarını yerine getirmek niyetiyle yatsı ezanıyla beraber camide toplanırlar. Namaz kılınır, tesbihatlar yapılır. Bu sırada caminin etrafında bir ses işitilmiştir. Camidekiler bunun ne olduğunu anlamaya çalışırken kapı tekmelenerek içeri giren eli silahlı mülhidler mü’minleri dizerek nutuk atmaya başlarlar. Bu çirkef anlayışlı karanlık çehreler İslami yaşama izin vermeyeceklerini ağızlarından saçılan köpüklerle ifade ederler. "Sizi şimdi elimizden kim kurtaracak?" sorusuna korkusuzca ve mü’mince "Allah!" lafzı yükselir. Bunun üzerine daha da köpüren mülhidler bu cesaret karşısında "Hani Allah! Hadi gelsin de sizi kurtarsın" diyerek inkar kokan düşüncelerini saçarlar. Eller bağlanır. Ve zulümlerinde kan emici Sırpları, Siyonistleri aratmayan bu mülhidler mü’minlere kurşun yağdırmaya başlar. Karanlığa çekildiklerinde arkalarında Susa Köyü Camisinde 10 şehid ve birkaç yaralı bırakmışlardır. Bulutlar dağılıp dağlara çekildi. Ancak dağ bu katliama üzüldü. Sarsılıp yutmak istedi bu zalimleri.


 
Zalimlerin mü’minlere olan kini Buruc suresinde söyle açıklanır: "Bu kafirler, mü’minlerden, sırf göklerin ve yerin mülkü kendisine ait, Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar. Allah her şeye şahittir." Ve Cenab-ı Allah takib eden ayet-i kerimede zalimleri şu şekilde uyarmaktadır: "Ama mü’min erkek ve kadınlara işkence ederek onları dinlerinden çevirmeye uğraşanlar, eğer tevbe etmezlerse, onlara cehennem azabı vardır. Yakıcı azap da onlaradır." Ve mü’minleri de teskin edici şu müjdeyi vermiştir: "Şüphesiz iman edip salih amel işleyen insanlara, içlerinden ırmaklar akan cennetler vardır. Bu, büyük kurtuluş ve mutluluktur." İşte Allah’a verdikleri sözde durup, canlarını Allah’a kurban olarak sunan unutulmaz Allah aşıklarının adları: Muhammed Huseyn, Medeni, Mekki, M. Zeki, M. Said, Hacı Ahmed, M. Emin, Adnan, M. Ali, Molla Abdülhalık. Allah kendilerine sınırsız lütuf ve ikramlarını nasib etsin. Şehadetleri makbul olsun. Rabbimiz şehidleri ve yakınlarını şefaat nimetiyle sevindirsin. Ve Allah bizleri de dünyadan iman ve şehadet olmaksızın çıkarmasın.

Amin.

 

HUSEYNİCE         ZİLLET JI ME DURE

 

►Esma ul Husna◄

 

►Huseynice Yazarlar◄

 Huseynice

Huseynice

Hoşgörü Bu mu?

 Huseynice

Tenibun

Teröristler Müslüman değil

 Huseynice

Sizden Gelenler

Merhaba kardeş

 Huseynice

Haber Yorum

Mustazaf-Der Ağrı Şubesi'nden

Zillet jı me Dure

►Huseyni SevdaYazarlar◄

Zillet Bizden Uzaktır

Hava Durumu

HUSEYNİCE || ZİLLET JI ME DURE

ŞUAN Kİ HAVA DURUMU

3 GÜNLÜK HAVA DURUMU

Kend Dilinde Hizbullah

İTHAF

Cemaatsız İslami mücadele verilemez inancıyla, bereketli ömrünü Hizbullahi Cemaat’ı oluşturma, oturtma ve geliştirmeye vakfeden, bununla da yetinmeyip Cemaat yapısının ve aziz İslam davasının korunması için kanını feda eden şehid Rehbere ithaf olunur.

Kitabı İndir

Günlük Gazeteler

Hak Söz Haber

Veda Hutbesi



Ey İnsanlar!

Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, bu seneden sonra sizinle burada belki de bir daha hiç buluşamayacağım.

İnsanlar!

Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu sehriniz (Mekke) nasıl mukaddes bir sehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

Ashabım!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayasınız. Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup doğrudan işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.

Ashabım!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faizin her çesidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadiır. Lakin borcunuzun aslını vermeniz gerekir. Ne zülmediniz, ne de zülme ugrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artik yasaktir. Cahiliyeden kalma bu çirkin adetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdülmüttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

Ashabım!

Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdülmüttalib'ın torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.

İnsanlar!

Bugün şeytan, sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak güçünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat siz, bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördügünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.

İnsanlar!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların aile yuvasını sizin hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çignetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları te'dib edebilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru bir şekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.

Ey Mü'minler!

Size iki emanet bırakıyorum ki siz onlara sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabi Kur'an-ı Kerim ve Sünnetimdir.

Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz helal değildir. Meger ki gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.

Ashabım!

Kendinize de zülmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakki vardir.

İnsanlar!

Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardir. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden baskasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tövbelerini ne de şehadetlerini kabul eder.

İnsanlar!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun, diye şehadet ederiz" cevabını verdiler. Bunun üzerine Hz.Muhammed (sav):

Şahit ol Ya Rab!

Şahit ol Ya Rab!

Şahit ol Ya Rab!
dedi.

Ergenekon Dosyası İndir

İDDİANAME-1

1-400. SAYFA


İDDİANAME-2

401-800. SAYFA


İDDİANAME-3

801-1200. SAYFA


İDDİANAME-4

1201-1600. SAYFA


İDDİANAME-5

1601-2000. SAYFA


İDDİANAM6

2001-2400. SAYFA


İDDİANAME-7

2401-2455. SAYFA

 

Tasarım : Tenibun                                                                                                                                                                                     İletişim : huseynice

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol