Haber Yorum4

►Sitemize Hoşgeldiniz◄

'' وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَا يَعْلَمُون ''

'' İzzet Allah'ındır, O'nun Peygamber'inin ve bütün müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler. ''( Münâfikûn Suresi Ayet 8 )

Oğlum devlet için çok adam öldürdü

Bir anne, özel harekat polisi olan oğlunun öldürülmesinden 3 yıl sonra konuştu, oğlunun devlet için çok sayıda adam öldürdüğünü; talimatları Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ten aldığını öne sürdü.

3 yıl önce öldürülen Susurluk hükümlüsü özel harekat polisi Oğuz Yorulmaz'ın annesi Nurhan Yorulmaz Star Haber'den Hatice Demircan'ın sorularını cevapladı.

Nurhan Yorulmaz, 2005 yılında bir barda çıkan silahlı çatışmada öldürülen özel harekat polisi ve Susurluk hükümlüsü Oğuz Yorulmaz'ın annesi.

Star Haber'in sorularını cevaplayan anne Yorulmaz oğlunun devlet adına çok sayıda cinayet işlediğini, öldürdükleri arasında 'Gazinocular Kralı' olarak bilinen Ömer Lütfi Topal'ın da olduğunu söyledi.

Yorulmaz oğlunun kaç kişiyi öldürmüş olduğuna ilişkin, "93-94 kişiyi öldürmüşler bu şekilde devlet adına. PKK'ya destek oluyorlar diye.... Savaş Buldan, Behçet Cantürk, Ömer Lütfi Topal..." dedi.

Yorulmaz, "Tüm bu işlenen cinayetlerden sonra oğlumu da onların öldürdüğünden adım gibi eminim. Bu işlerde sadece Veli Küçük sorumlu tutulmayıp, o dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin de bu cinayetlerle ilgili sorgulanmalı ve yargılanmalıdır" diye konuştu.

Nurhan Yorulmaz oğlunun Ergenekon örgütü için çalıştığını öne sürdü ve talimatları Ergenekon tutuklusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ten aldığını iddia etti:

"Devlet tüm faili meçhul cinayetleri oğlum ve arkadaşlarına işletti. O dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanı ve Jandarma Komutanı Tuğgeneral Veli Küçük'ün emirlerine riayet ederek, oğlum Oğuz ve arkadaşları 'Devlet bize ne görev verdiyse yerine getirmek zorundayız' diyerek ünlü Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal'ın cinayetiyle ilgili talimatı devlet yetkililerinden aldığını zamanında bana söyledi"

Anne Yorulmaz'ın anlattıklarına göre, 1994'te öldürülen ANAP Milletvekili Alparslan Pehlivan'nın katili de Oğuz Yorulmaz tarafından öldürüldü.

Nurhan Yorulmaz Oğuz Yorulmaz'a bu talimatın dönemin başbakanından geldiğini iddia etti ve "Evet, oğlum arkadaşlarıyla birlikte öldürdü. O zamanın Başbakan'ı Alparslan Pehlivanlı öldürüldükten sonra rahmetli Abdullah Çatlı'ya telefon ediyor ve Pehlivanlı'nın kanı yerde kalmasın" diyor. Çatlı da bu durumu benim oğluma havale ediyor" dedi.

Kaynak: cnn

Webmaster           05. Eylül 2008

►MALUM GÜRUH’UN HAFAKANLARI / M. SAİD FURKAN◄

Baştan söyleyeyim: malum güruhu dışarıdan değerlendiren, kendilerine yabancı biri değilim. Bilakis bizden birileri oldukları zannıyla kendilerine yönelmiş ve bir yıl boyunca dakika dakika “küçük dünya”larının atmosferini solumuş bir kimseyim.

 

Yine kendilerine yöneldiğimde bugün sahip olduğum menfi düşünce ve kanaatlere de sahip değildim. O dünya vesilesiyle rabbime yakınlaşacak ve nurlarda mesafe katedecektim. Yanılmışım… İyi niyetimde yanıldığımı başkaları değil onlar gösterdi.

 

Her şeye rağmen iyiniyet ve kardeşlik hukukunu muhafaza etme adına en azından sessiz kalmak ve aleyhlerinde bulunmamak kanaati doğrultusunda karar vermiştim ki bu kanaatimde de yanıldığımı bilakis malum güruh’un kardeşlerimin koynuna saldığı yılana karşı kardeşlerimi uyarmam gerektiğini bana ders verdiler.

 

İşte bu yazı malum güruh’un hezeyan ve hafakanlarını, yaşamış birinin zaviyesinden masaya yatıracak ve bu kişi bir kısım iyi niyetli kardeşlerine karşı sorumluluğunu ifa edecektir. Zira “Mü’min mü’minin aynasıdır” ondaki kusur, eksiklik ve yanlışlıkları ona yansıtmakla mükelleftir. Yine “Hakiki iman eden kimse kendisi için istediğini kardeşi için de isteyendir.” Biz kendimiz için o tür hezeyan ve hafakanlarla sersemleşmeyi istemediğimiz gibi halen sersemleşmemiş kardeşlerimiz için de istemeyiz.

 

Daha fazla israf-ı kelam etmeden malum güruh’un hafakan ve hezeyanlarını şehadet aynasından yansıtalım:

 

Birincisi; malum güruh amacını Türklüğe ve Türk milliyetçiliğine “hizmet” olarak tayin etmiş, olumsuzlukların bir kısım şahıslardan kaynaklandığını kabul etmekle beraber Türk ve Türkçü devlet ve iktidar yapısını kutsamıştır. Türk MİT’i kutsal, Türk Ordusu kutsal, Türk Polisi kutsal binaenaleyh devlet kutsaldır.

 

İkincisi; malum güruh bu topraklarda ve tüm topraklarda dinin bir örf ve anane olarak amaca (haşa) meze yapılmasından yanadır. Bu yüzden dini ve dindarları kullanmak pek tabii ve gerekli olarak görülmektedir.

 

Üçüncüsü; malum güruh “İslam hizmetkarı, Müslüman, mücahid” bilinmekten ve görünmekten şiddetle sakınır. Ancak mütedeyyin kimseleri hizmet saflarına, örgüte, kazandırabilmek için dini ve dini tabirleri kullanmak gerekirse kullanmaktan perva etmez. Ancak dine alerjisi olanlara karşı dindarlığı ve dini tabirleri kesinlikle tasvip etmez. Onların moda kavramları ve inançları “milliyetçi, demokrat… vs”dir.

 

Dördüncüsü; malum güruh dünyayı ondan ibaret sandığı “küçük dünyam”lara insanları hapseder ve özellikle de İslam dünyası denen dünyayı, örgüte katma atakları dışında, yok sayar. Dergiyse, gazeteyse, TV’yse, radyoysa, okulsa, kolejse, dersaneyse, kırtasiyeyse, mağazaysa, şirketse, holdingse, bankaysa, kitapsa, albümse… artık her neyse dünyaları tamamdır. Başka renkten kardeşleri yoktur. İhvan, İran, Hizbullah, Milli görüş, nurcular, Süleyman Efendiler, tarikatler… yoktur. Ne varsa onlarda vardır. Gerisi yoktur. Yok olduğundan, varsa da haberleri yoktur. Bana göre vardır. Malum güruh da ben olmadığına göre…

 

Beşincisi; Pkk kendisini – temelde hiç alakası olmamasına rağmen- nasıl ki yegane Kürd, Kürd temsilcisi, Kürdlerin kurtarıcısı görüyorsa ve kendinden olmayan sağ-sol herkesi düşman, kandırılmış, hain, işbirlikçi…vs görüyorsa malum güruh da kendisi dışındaki herkesi kandırılmış, düşman, hain, işbirlikçi, ajan vs görür.

 

Kendisini dev aynasında gören malum güruh kendisi dışındaki Müslümanlardan söz dinlememeye ve sağır-dilsiz-kör olmaya yabancı değildir; hatta başlıca ahlaklarından biridir bu. Buna rağmen malum güruh içerisindeki insanların nasıl bir psikolojik hava içerisinde hezeyan ve hafakanlara müptela edildiğini anlatmak açısından şahit olduğum bazı noktaları zikredeyim:

 

          a- Malum güruha göre Türkçeyi yaymak vaciptir. Bu yüzden siyahı ve kırmızısıyla tüm dünya çocuklarına Türk marşlarını ve müptezel şarkıcıların nemenem şarkılarını ezberletip m.kemal’i dünyanın her tarafındaki körpe zihinlere tanıtmayı en büyük hizmet görürler.

           b- Malum güruha göre Kürdü, Lazı, Çerkezi, Arabı ve sairesiyle herkesin anayurdu ortaasyadır.

          c- Malum güruh öğrenci evlerinde kalanlara daima amerikan ve batı menşeli filmler seyrettirip ders ve ibretler çıkarttırır. İslami filmlerin özellikle de İran İslami filmelerinin esamesi okunmaz. Nelerine lazım… Ashab-ı Kehf’i, Hazret-i Meryem, hidayet imamları onlara ne ders verecek ki… Futbol, film, dizi ve benzeri şeyleri amaç değil araç yaptığınızı söyleyecek ancak bunların kuşatması altında amacın ne olduğunu hatırlayamayacaksınız. Zira inandığınız gibi yaşamadığını için yaşadığınız gibi inanmaya başlayacaksınız.

             d- Malum güruh kurgu ve korku üzerine kurulu bir dünyada yaşatır bağlılarını. Buna göre sürekli olağan dışı şeyler vukua gelmekte her hareketleriyle mucize ve kerametlere mazhar olmaktalar. Rüyalar, işaretler....neler neler…

             e- Korku denen şey de şudur: malum güruh örgüt elemanlarını herkesin ajan ve düşman olabileceği paradoksuyla yaşatır. Özellikle malum güruhtan olmayan mütedeyyin insanlar… onlar bilmem kimin ajanlarıdırlar. Sefahet içerisinde yaşayan biri ajan olmayabilir ancak dindar birinin ajan olmadığını düşünmek mümkün değildir. Herkes ajan…herkes düşman…

               f- Malum güruh çok yüzlülükle(iki yüz yetmiyor) işlerini görür. Hep olduğundan farklı görüneceksin. Dindara dindar ayağıyla yaklaşıp örgüte kazandırmaya çalışacaksın. Türkçüyü Türkçülükle…

              g- İlgilendiğin kimseye bilmem kaç cm’den fazla yakın durmayacaksın. Senin abdest aldığını, uyuduğunu görmeyecek. Adeta melek gibi davranmalısın. Daha doğrusu seni melek olarak tasavvur etmeli… sigara içeceksen, karı-kız ilişkileri kuracaksan ilgilendiğin kimseler seni görmeyecek. Top sakalını öğrencilerine ders anlatacağın güne göre ayarlayacaksın. Ev abisi sınıftaki kızı ayartacak, ağabeyler sınıftakilerle p.... cd’ler alıp verecek, bölge abisi sapığın daniskası olacak… ama hep dindar görüneceksin örgüt içinde…

             h- Örgüte kazandırmak için olmadık yakınlık ve samimiyet göstereceksin baktın örgütten olmuyor duvar gibi bir surat ve bir daha selam-kelam yok… hele ki başka bir İslamcı kesimden ise…

              j- F.g’nin vaaz ve kitaplarını hayatının kaçınılmaz motiflerinden biri yapacak ancak hiç alakası olmayan bir yaşam sürdüreceksin. Tıpkı söyleminle eylemin uyuşmadığı gibi…

               k- Dünyanın en hayırlıları Türklerdir ve tüm dünya batmış halde malum güruh dışında kurtarıcı ve gayret eden yok. Yegane kurtarıcı malum güruh olup herkes onlara muhtaçtır.

                l- Risale-i Nur gruplarından öğrenci koparacak onlara gitmemeleri için tedbirler düşüneceksin. Maneviyat mı? Önemli değil. Önemli olan benim örgütüme katılması…

               m- Örgütünün en önde gelenleri ve kurucuları(mesela Nureddin Veren) senden kopunca hain-alçak olacak, sözü yalan olacak, onu konuşturmayacak gerekirse devlet gazetesinin yayınını bile durduracaksın. Ancak bir müslümanın aleyhine konuşan herkese büyük ümitlerle sarılıp, Müslümanlara emansız bir savaş açacaksın, saldıracaksın.

             n- Amerikada amerikan bayrağının dalgalandığı malikanelerde ABD’ hükümetinin resmi korumasında yaşayacak, kafirler tarafından övülüp takdir edilecek, papaz ve hahamlarla samimiyetin had safhada olacak, en pis işlere bulaşanları istihdam edecek, işkenceci polislerin bulunacak –işkence arası namaz kılan- en derin adamlar seninle olacak, seni övecek ve sen değil de senden olmayanlar satılmış-ajan olacak… malum güruh dediğin böyle ve daha fazlası olacak.

               o- Hoşgörüyü ağzına sakız edip Müslümanları tekfir, tahkir ve tezyif edip sonra da radikal-aşırı sen değil de sana bile Müslüman ve kardeş bakanlar olacak… malum güruh böyle ve daha fazlası olacak…

               p- Temiz Müslüman çocuklarını alıp Müslümanlığın malum örgüte hizmet ve direktiflerine uymak olduğunu idrak ettirecek ve onu ahlaken ami bir seviyede iğfal edeceksin.

               Hala aklı başında olanlara ve istima’ makamındaki mülhide derim ki:

                Vakit varken aklınızı başınıza alın. Kendinize gelin. Bilin ki iman sevgi ve buğz’dan ibarettir. Allah’a döndürülüp her şeyden hesaba çekileceğinizi ve dünyevi iktidarların geçici olduğunu unutmayın.

Eğer düşmanlığınıza devam ederseniz evvel ahir sözümüz

“HASBUNALLAHU WE Nİ’MEL WEKİL’DİR.”


  M. SAİD FURKAN

Webmaster           18. Ağustos 2008

İran Milleti Amerika’nın Değil Allah’ın Kuludur (YORUMSUZ)

İslam Peygamberi Hz. Resulüllah'ın Peygamberlikle görevlendirilişinin (bi'set) yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada...

Hz. Resulüllah'ın Peygamberlikle görevlendirilişinin (bi'set) yıldönümü dolayısıyla yaptığı konuşmada Amerika'ya meydan okuyan İslam İnkılabı rehberi İmam Hamenei, İran halkının Amerika'nın değil Allah'ın kulu olduğunu söyledi.

 

Biset günü dolayısıyla İslam Cumhuriyeti nizamının sorumluları, halkın muhtelif kesimleri ve İslam ülkelerinin elçilerinden oluşan bir topluluğa konuşan İmam Hamenei, “Bütün şartlar altında istikamet üzere olmanın İslam Peygamberi’nin (s) bisetinden (vahiyle insanlığa gönderilmesi) alınacak en önemli ders olduğunu söyleyerek İran milletinin bu kader yapıcı derse dayanarak ve direniş, eylem veya diyalog meydanlarında sağlam durmak suretiyle aydınlık yoluna devam ettiğini” vurguladı.

 

İmam Hamenei, “Büyük İslam Ümmeti, tüm Hakk talepçileri ve özgürlükçü insanlar Biset hadisesini insanlık tarihinin görkemli bir hatırası olarak görmeliler ve bundan ders almalılar, İslam’ın azim Peygamberi (s.a.v) cahiliyetin taşlaşmış ve donuk ortamında; ilim, adalet, ve ahlaktan yoksun bir toplumu tevhid, ilim, adalet, akıl ve ahlaka dayanan örnek bir toplum ve hükümet  haline getirmiştir” diyerek Hz. Resulüllah (s.a.v)in kurduğu yeni dünya işaret etti.

 

İnkılab Rehberi bu şaşırtıcı değişimdeki en önemli etkenin “İstikamet, sağlam duruş, Nebiyyi Ekrem’in (s) İslam’ın hedeflerine olan derin marifeti ve bağlılığı olduğunu” söyleyerek “Peygamberin istikametinin, düşmandan korkmayışının ve düşmanın sunduğu imtiyazlara gönül bağlamamasının sınırlı bir Müslüman topluluğu içersinde istikamet, dinginlik ve güven duygusunun güçlenmesine ve bu azınlığın en kötü şartlar altında, ez cümle Ebu Talib mahallesi kuşatması altındayken, düşmana galip gelip  yeni bir toplum tesis etmesini” sağladığına işaret etti.

 

İmam Hamenei “Hak mevzide yer almanın zaferin gerek şartı olduğunu ama yeter şartı olmadığını, sünnetullaha göre Hakkın, taraftarlarının bütün ahval ve şeraitte sağlam bir şekilde durmaları ve istikamet üzere olmaları halinde muzaffer olduğunu” belirtti.

 

“Kafirlere karşı şedid” ayetinin hakiki manasının bütün meydanlarda sağlam bir şekilde durmak anlamına geldiğini belirten İmam Hamenei, Allah Resülu’nun (s.a.v) savaş meydanında sağlam duruşun mahzarı olduğu gibi aynı tavrı düşmanla konuşurken de sergilediğinin altını çizdi.

 

İmam Hamenei bütün halka, özellikle gençlere Peygamberin hayatını dikkatlice okuyup bundan ders almaları tavsiyesinde bulundu ve İmam Humeyni’nin bu feyizli çeşmeden nasiplenip Peygamberin (s.a.v) iman ve istikametini takip etmek suretiyle büyük İslam Devrimi hareketini başlattığını ve İran milletinin de meydana adım atmakla, Allah’ın yardımıyla dünyanın en bağımlı rejimlerinden birini devirdiğini, Orta Doğu gibi çok hassas bir bölgede İslami uyanış bayrağını dalgalandırarak İslami uyanış ve bilinç dalgalarının halklar arasında yayılmasını sağladığına işaret etti.

 

Dünya İstikbarının İran halkını ve İslam Cumhuriyeti nizamını zayıflatmak için gösterdiği yoğun fakat etkisiz çabaları da hatırlatan İmam Hamenei, İran halkının dünyanın zorba güçlerinin tüm enngeleme çabalarına rağmen mazlum Filistin halkını savunmaya devam edeceğini söyledi ve “İran halkının özgürlük ve insan hakları iddiacılarının siyonistlerin cinayetleri karşısındaki utanç verici ve rezilce sessizliklerini şiddetli bir şekilde kınadığını” belirtti.

 

ABD başkanının bir taraftan özgürlük yanlısı olduğunu ilan ederken, öte yandan katil ve terörist Siyonistleri savunmasının utanç verici bir çelişki olduğunu belirten İmam Hamenei, İran halkının ise uyanık olup bütün bu gerçeklere kamil olarak vakıf olduğunu vurguladı.

 

Emperyalizmin doğasına dikkat çeken İmam Hamenei, müstekbirler karşısında atılacak her bir geri adımın bu güçlerin bir adım daha ilerlemeleri anlamına geleceğini; geri çekilmenin ve doğru sözleri geri almanın İstikbarın siyasetini değiştireceği düşüncesinin bütünüyle yanlış ve temelsiz bir düşünce olduğunu belirtti.

 

İmam Hamenei, "kelime-i tevhid" ve "tevhid-i kelime"nin (Allah yolunda söz ve tavır birliğinin) İran halkının dik duruşunun gerçek mesajı olduğunu belirterek “İran milleti sadece Allah’ın kuludur; Amerika’nın, müstekbirlerin ve zamane Ebu Cehillerinin değil" dedi.

 

İnkılab Rehberi “Atom bombası üretenlerin ve insanlığın güvenlik ve huzurunu tehdit edenlerin dünyanın bugünkü Ebu Cehilleri olduğunu, günümüz Ebu Cehillerinin beyinsiz kabadayılar gibi sadece pazularına bakarak nara attıklarını, İran milletinin nükleer enerjiden elektrik üretmek istediğini bilmelerine rağmen bu iş sizin kudretinizi arttıracak diyerek size izin vermeyiz dediklerini, fakat kendilerinin bu sözlere kulak asmayıp  yollarına devam edeceklerini” söyledi.

 

İmam Hamenei konuşmasını “Bugün, İslam Ümmeti’nin biset günüdür ve Müslümanlar basiretli davranmak ve bilinçli hareket etmek suretiyle, birlik, ilim ve kudretlerini arttırmalı ve bisetin çağrısını gerçekleştirmek için gayret göstermeliler” cümlesiyle sonlandırdı.

 

 

                            Webmaster                                    02. Agustos 2008                 

►Esma ul Husna◄

 

►Huseynice Yazarlar◄

 Huseynice

Huseynice

Hoşgörü Bu mu?

 Huseynice

Tenibun

Teröristler Müslüman değil

 Huseynice

Sizden Gelenler

Merhaba kardeş

 Huseynice

Haber Yorum

Mustazaf-Der Ağrı Şubesi'nden

Zillet jı me Dure

►Huseyni SevdaYazarlar◄

Zillet Bizden Uzaktır

Hava Durumu

HUSEYNİCE || ZİLLET JI ME DURE

ŞUAN Kİ HAVA DURUMU

3 GÜNLÜK HAVA DURUMU

Kend Dilinde Hizbullah

İTHAF

Cemaatsız İslami mücadele verilemez inancıyla, bereketli ömrünü Hizbullahi Cemaat’ı oluşturma, oturtma ve geliştirmeye vakfeden, bununla da yetinmeyip Cemaat yapısının ve aziz İslam davasının korunması için kanını feda eden şehid Rehbere ithaf olunur.

Kitabı İndir

Günlük Gazeteler

Hak Söz Haber

Veda Hutbesi



Ey İnsanlar!

Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, bu seneden sonra sizinle burada belki de bir daha hiç buluşamayacağım.

İnsanlar!

Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu sehriniz (Mekke) nasıl mukaddes bir sehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden korunmuştur.

Ashabım!

Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayasınız. Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup doğrudan işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.

Ashabım!

Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faizin her çesidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadiır. Lakin borcunuzun aslını vermeniz gerekir. Ne zülmediniz, ne de zülme ugrayınız. Allah'ın emriyle faizcilik artik yasaktir. Cahiliyeden kalma bu çirkin adetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdülmüttalib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir.

Ashabım!

Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdülmüttalib'ın torunu (amcazadem) Rebia'nın kan davasıdır.

İnsanlar!

Bugün şeytan, sizin şu topraklarınızda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak güçünü ebedi surette kaybetmiştir. Fakat siz, bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördügünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız.

İnsanlar!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların aile yuvasını sizin hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çignetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları te'dib edebilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru bir şekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.

Ey Mü'minler!

Size iki emanet bırakıyorum ki siz onlara sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah'ın kitabi Kur'an-ı Kerim ve Sünnetimdir.

Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman müslümanın kardeşidir, böylece bütün müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz helal değildir. Meger ki gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.

Ashabım!

Kendinize de zülmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakki vardir.

İnsanlar!

Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını (Kur'an'da) vermiştir. Varise vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardir. Babasından başkasına ait soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden baskasına intisaba kalkan nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın! Cenab-ı Hak, bu gibi insanların ne tövbelerini ne de şehadetlerini kabul eder.

İnsanlar!

Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? "-Allah'ın elçiliğini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun, diye şehadet ederiz" cevabını verdiler. Bunun üzerine Hz.Muhammed (sav):

Şahit ol Ya Rab!

Şahit ol Ya Rab!

Şahit ol Ya Rab!
dedi.

Ergenekon Dosyası İndir

İDDİANAME-1

1-400. SAYFA


İDDİANAME-2

401-800. SAYFA


İDDİANAME-3

801-1200. SAYFA


İDDİANAME-4

1201-1600. SAYFA


İDDİANAME-5

1601-2000. SAYFA


İDDİANAM6

2001-2400. SAYFA


İDDİANAME-7

2401-2455. SAYFA

 

Tasarım : Tenibun                                                                                                                                                                                     İletişim : huseynice

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol